KURUMSALLAŞMA… MARKALAŞMA…RENK PSİKOLOGU…OKUL ÖNCESİ…

KURUMSALLAŞMA… MARKALAŞMA…RENK PSİKOLOGU…OKUL ÖNCESİ…Zaman zaman okul önceci kurucularımız, kurumlarına davet ediyorlar beni. Sağ olsunlar hep “Hocam buyurun bir kahvemizi için,” diyorlar. Bir görseniz okul öncesi eğitim kurumlarımızı, muhteşemler; her taraf çocuk sesleri ile renklenmiş, her zaman karşılaştığınız renkler okul öncesi eğitim kurumlarında bir başka güzel. Bir renk psikoloğunun elinden çıkmış gibiler. Kurum paydaşlarının yüzleri hep güleç; tebessüm onların yüzlerine sonsuza kadar yerleşmiş gibi. Empati çok yüksek seviyede. Dikkat, işlerine özen üst seviyede, ritimsizliğe ise tahammülleri yok. Ritmik olmalıdır her şey… Çünkü modeldirler; anne kucağından ilk ayrılışın tamamlayıcıları. İkinci yuvadır çocuklarımız için bu kurumlar. Okul öncesi eğitim kurumlarında adanmış ömürler görürsünüz. Onlar için bu tatlı uğraş, bir meslek değil, bir adanmışlıktır. Üstelik gönlü güzel insanların sevgisiyle yoğrulmuş ortamlardır. Tüm gün sevgi yumağına dönüşür, büyük bir alçak gönüllülükle kaybolurlar çocukların içinde… Onlar sosyal rollerinden en çok mutlu olanlardır. Emekle yoğurulan kurumlarda onları görünce, sevginin sonsuzluğa ulaşmak için yolculuğa çıktığını görürsünüz. İşte bu değerler yumağı, büyüyerek kocaman olmalı ve kuşaktan kuşağa geçmeli, geçtikçe de daha güçlü kurumlara, kolejlere, üniversitelere dönüşmelidir.
Kurumlarımız şubeler açmalı, onların ömrü artık insan ömrüyle sınırlı kalmamalıdır. Kurumlar kurumsallaşma sürecine geçmeli, tüm faaliyetleri sistematikleşmeli, kişilerin varlığına bağlı olmadan yaşama yeterliliğine sahip olmalıdır.Misyonu ve vizyonu olan kurumlarımızın faaliyetlerini yürütürken oluşan ilke ve değerler, toplumsal belleğe yerleşmeli, çocukları ile ilgili gelecek planı yapan her ebeveynin ilk aklına gelen eğitim kurumları olmalıdır. Kurucusunun emekli olmasıyla kapanan okul öncesi eğitim kurumlarının olması içimi acıtıyor. En az kırk yıl verilen emeğin kurucumuzun emekliliği ile tarihin derinliklerine gömülmesi ve yaşatılmaması eğitim adına en büyük kaybımız diye düşünüyorum.Bu noktada en önemli kavram, kurumsallaşma olarak karşımıza çıkıyor. Nedir kurumsallaşma? Okul Öncesi eğitim kurumlarımız cesur girişimcilerimizin gayretiyle kuruluyor. İlk başlangıcı, kısıtlı sermaye ile kendi fiziksel güçleri ve sevgilerini katarak yapıyorlar. Buraya kadar her şey tamam. Peki devamı? Devamında yıllar süren büyük bir özveri. İlk kuşak kuruyor okul öncesi eğitim kurumlarımızı, ikinci kuşak devam ettirmeye çalışıyor. Üçüncü kuşak belki de kapatıyor.Böyle olmamalı. Devam etmeli eğitim yolculuğu. Dünya’da yüzyıldan fazla ömrü olan eğitim kurumları var. Bu eğitim kurumlarının ilk kurucusuyla oluşan güçlü felsefe, profesyonel ekiplere teslim edilmiş ve yeni kuşaklara, her dönemde zenginleşen bir anlayışla devredilmiştir. Biz de başarmalıyız bunu; kurumlarımızı yaşatmalıyız. Bu boşluğu gördüğümüzü düşünüyorum. Bu yüzden Okul Öncesi Kalite Seminerleri VİP çalışmamızı başlattık. Amacımız kurumsal zenginliği oluşan eğitim kurumlarımıza akademisyenlerimizin desteğini sunmak. Profesyonel yöneticiliğe kapı aralamak istiyoruz. Okul Öncesi Kalite Seminerleri ile okullarımız kurumsallaşsın ve markalaşsın istiyoruz. 08.11.2018 Murat Avcı